Kanunlarda fatura düzenlemeleri ve fatura almaları gerekenlerin bu yükümlülüklerine aykırı davranışlarının müeyyidesi 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353’üncü maddesinde belirtilmiştir. Buna göre verilmesi ve alınması gereken faturaların verilmemesi ve alınmaması halinde bu faturaları düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine özel usulsüzlük cezasının kesileceği öngörülmüştür.
Fatura Vermek ve Almak Zorunda Olanlar
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 232’ nci maddesinde kimlerin sattıkları mal veya yaptıkları işler için fatura vermek ve almak mecburiyetinde oldukları belirtilmiştir. İlgili maddeye göre;
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara
- Serbest meslek erbabına
- Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara
- Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere
- Vergiden muaf esnafa
Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
Ayrıca sayılan kişiler dışında kalan ve belli bir bedeli aşan emtia satışı ve yaptıkları iş karşılığında ya da istenmesi halinde bu miktarın altındaki satış ve işler için de fatura vermek zorunda oldukları öngörülmüştür.
Fatura Vermeme ve Almama
Fatura verme ve alma mecburiyetinde olanların fatura vermeme ve almama hallerinde ne olacağı Vergi Usul Kanunu’nun 353’üncü maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere özel usulsüzlük cezası kesilir. İlgili madde şu şekildedir; ‘’Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227 nci ve 231 inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.’’
Görüldüğü üzere fatura düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine buna aykırı davranmaları halinde her bir belge için 240 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.
Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesinin, satılan emtianın veya yapılan işin hem satıcısının hem de alıcısının birlikte tespitiyle mümkün olduğu açık olup belgelerin alınmadığı ve verilmediği yolunda hukuken geçerli bir tespitin yapılması gerekmektedir.[1]
Vergi Usul Kanunu’nun 231’ inci maddesinde faturanın malın teslimi tarihinden itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı belirtilmiştir.
Faturanın Verilmediği, Alınmadığı ya da Gerçek Meblağdan Farklı Meblağa Yer Verildiği Yolunda Somut Bilgiler İhtiva Eden Tespitin Yapılması Gerekir
Danıştay 3. D., E. 2017/2206 K. 2020/1030 26.2.2020 tarihli kararında ‘’Davacı adına ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği faiz geliri için belge düzenlemediğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilen olayda, yukarıda değinilen madde uyarınca faturanın verilmediği, alınmadığı ya da gerçek meblağdan farklı meblağa yer verildiği yolunda Yasanın aradığı anlamda ve olay anında gerçekleştirilmiş, somut bilgiler ihtiva eden bir tespit yapılmadığından, özel usulsüzlük cezasını yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.’’ Şeklinde hüküm tesis etmiştir.
Danıştay Dördüncü Dairesi bir kararında özel usulsüzlük cezasının kesilmesinde yapılan tespitlerin davacının satışları dolayısıyla fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediğini ve emtia alımında fatura almadığını gösterecek nitelikte olmadığına kanaat getirerek bölge idare mahkemesinin kararını bozmuştur. İlgili Danıştay Dördüncü Dairesi’nin kararı şöyledir; ‘’Davacının işlemlerinin incelenmesi sonucu davacının fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediği ve faturasız satılan emtia için fatura alınmadığı ileri sürülerek özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Özel usulsüzlük cezası kesilmesine dayanak oluşturan inceleme raporunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında öngörülen nitelikte bir tespit yapılmamıştır. İnceleme raporunda davacının zirai alet satışında bulunduğu kişilerden bazılarının ifadelerine başvurulmuş olup, bu ifadelerde satın alınan emtianın yılı, fiyatı konusunda kesin bilgilere rastlanılmamıştır. İnceleme elemanınca bazı satışlarla ilgili olarak ise sadece Sivrihisar İcra Müdürlüğü'nden alınan bilgiler doğrultusunda yapılan icra takiplerine konu senetlerdeki rakamlar dikkate alınmıştır. Bu tespitler davacının satışları dolayısıyla fatura düzenlemediği, eksik fatura düzenlediğini ve emtia alımında fatura almadığını gösterecek nitelikte değildir. Bu durumda idari cezalar için de geçerli olan cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı yolundaki ceza hukuku ilkesi gereğince varsayım ya da kıyas yoluyla ceza uygulanması olanağı bulunmadığından davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmemiştir.’’ [2]
Sonuç Olarak
Yukarıdaki bilgiler ve izahlar ışığında fatura düzenlememenin ve almamanın cezası olarak özel usulsüzlük cezasının kesileceği öngörülmüştür. Fatura düzenlenmediğini ya da alınmadığını gösterecek nitelikte tespitler büyük önem arz etmektedir. Özel usulsüzlük cezasının kesilebilmesi için Vergi Usul Kanunu’nun 353’ üncü maddesinde öngörülen nitelikteki tespitlerin bulunması gerekir. Aksi takdirde kesilen cezalar bakımından hukuka aykırılık söz konusu olabilecektir.
[1] Danıştay Kararı - 4. D., E. 2006/2998 K. 2006/2299 T. 22.11.2006
[2] Danıştay Kararı - 4. D., E. 2006/2998 K. 2006/2299 T. 22.11.2006