Giriş

İhtiyati tedbir; hak sahibinin, davayı kazanması ihtimalinde ve o zamana kadar gerçekleşebilecek olan rizikodan dolayı korunmasını henüz dava devam ederken sağlayan tedbirlerdir. Böylece ihtiyati tedbir kararları ile geçici bir hukuki koruma temin edilir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İhtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. Maddesinde bu durum “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için bir hakkın ve ihtiyati tedbir sebebinin varlığı gerekmektedir.

İhtiyati tedbir kararlarıyla amaçlanan; hak kaybının önlenmesi ve dava sonucunda verilecek kararların icra edilebilirliğinin sürdürülmesidir.

İhtiyati Tedbir Kararlarının Özellikleri

  • İhtiyati tedbir kararı dava açılmadan önce ya da dava devam ederken verilebilir.
  • Hak sahibinin hakkının korunmasının aciliyet içermesi ve bunun zorunlu olması halinde karşı taraf dinlenmeden de ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
  • İhtiyati tedbir talep eden taraf kararın verilebilmesinin şartlarından biri olan ihtiyati tedbir sebebi olarak neye dayandığını ve sebebinin türünü açıkça belirtmek zorundadır.
  • İhtiyati tedbir kararı verilmesi için tam ispat aranmaz, yaklaşık ispat söz konusudur.
  • İhtiyati tedbir kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
  • Kural ihtiyati tedbir kararlarının bir teminat karşılığında verilmesidir. Ancak ihtiyati tedbir talebi resmi bir belgeye veya bir başka kesin delile dayanıyorsa ya da hal böyle gerektiriyorsa teminatsız verilmesi de mümkündür. Ayrıca ihtiyari tedbir talep eden taraf adli yardımdan yararlanıyorsa teminat göstermesi gerekmez.
  • İhtiyati tedbir kararının uygulanması için zor kullanılabilir.
  • Haksız ihtiyati tedbir kararı söz konusu olursa bundan doğan zararlar talep eden tarafından karşılanmak zorundadır.

İhtiyati Tedbir Kararının Hukuki Niteliği

İhtiyati tedbir kararlarının hukuki niteliği öğretide tartışmalıdır. Bir görüşe göre ihtiyati tedbir kararları teknik anlamda ara karar niteliğine de nihai karar niteliğine de sahip değildir. Bir görüşe göre ihtiyati tedbir kararları nihai kararlardır. Bir diğer görüşe göre ise nihai karar değil nihai karar benzeri kararlar olarak kabul edilmelidirler. Başka bir görüşe göre ise ara karar niteliğindedirler. Yargıtay’ın görüşü ise ihtiyati tedbir kararlarının ara karar ve çekişmesiz yargı işi olarak nitelendirilmesi gerektiğidir.

İhtiyati Tedbir Kararlarına Karşı Kanun Yolu

1086 sayılı HUMK’nun aksine 6100 sayılı HMK ihtiyati tedbir yargılamasında verilen kararlara karşı kanun yolu imkanını tanımıştır.

HMK m.341/1 uyarınca ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararları ve karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.

HMK m.341/1-b uyarınca karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı, HMK m.391/3 uyarınca da karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.

Ayrıca HMK m.394/5’te ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz hakkında verilen karara karşı da kanun yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.

Kanunun ihtiyati tedbir ile ilgili bahsedilen maddelerinde ihtiyati tedbir kararlarına karşı “kanun yoluna” başvurulabileceği düzenlenip bu kanun yolunun ne olduğunun belirtilmemesi öğretide ve uygulamada tartışmalara yol açmıştır. Ancak kanunun 341’inci maddesinde istinafa başvurulabilen kararlar başlığında belirtilmesinden de anlaşılabileceği gibi söz konusu kanun yolu istinaf kanun yoludur.

İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararına Karşı İstinaf Kanun Yolu

HMK m.391/3 hükmünde “İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” denilerek ihtiyati tedbir talebinin reddi kararlarına karşı istinaf kanun yolu denetimi açılmıştır. Burada doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulması söz konusudur.  

İstinafa başvuru süresi HMK m.345 uyarınca ihtiyati tedbir talebinin talepte bulunan tarafa tebliği tarihinden itibaren iki haftadır.

Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararını uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Bu karar kesin bir karar olup bu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması imkanı yoktur.

Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararını uygun bulmazsa bu kararı kaldırır. Bunun üzerine ya kendisi ihtiyati tedbir kararı verir ya da ihtiyati tedbir kararı vermesi için dosyayı ilk derece mahkemesine gönderir.

İhtiyati Tedbir Kararına Karşı İtiraz Üzerine Verilen Karara Karşı İstinaf Kanun Yolu

HMK m.394/5 hükmünde “İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” denilerek ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf kanun yolu denetimi açılmıştır. Burada menfaati zarar gören üçüncü kişilerin de ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz üzerine verilen karara karşı istinafa başvurma hakları vardır.

İstinafa başvuru süresi HMK m.345 uyarınca itiraz üzerine verilen kararın taraflara veya üçüncü kişilere tebliği tarihinden itibaren iki haftadır.

KAYNAKÇA

  • Burak Ayer, İhtiyati Tedbir Kararına Karşı Başvuru Yolları
  • Doç. Dr. M. Serhat Sarıözen, İhtiyati Tedbir Kararlarına Karşı Başvuru Yolu ve İçtihadı Birleştirme Kararı
  • Av. Yasemin Mıstaçoğlu, Bölge Adliye Mahkemeleri ve İhtiyati Tedbir Kararları