Giriş

Arabuluculuk; tarafların uyuşmazlık konusunu tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla kendilerinin çözüme ulaştırmalarını amaçlayan bir alternatif çözüm yoludur.

Arabulucu denilen tarafsız üçüncü kişi uyuşmazlığın taraflarını bir araya getirerek iletişim kurmalarını ve müzakere etmelerini sağlar. Böylece çözümün taraflarca üretilmesi amaçlanır. Tarafların uyuşmazlığı çözememeleri halinde arabulucunun çözüm önerisinde bulunması da söz konusu olabilir.

Arabuluculuk sürecinde amaç haklının tespiti ile hakkın yerine getirilmesi değil, her iki tarafın da menfaatlerinin belirlenerek karşılıklı menfaatlerinin korunması ve iki tarafın da tatmin edilmesi yoluyla uyuşmazlığın çözümlenmesidir. Dolayısıyla arabulucu hâkim veya hakem gibi karar verme durumunda olmaz.

Arabuluculukta taraflar uyuşmazlığı dava yoluyla değil kendileri çözerek iki tarafın da sonuçtan kazançlı çıkmasını ve maddi manevi en az kayıpla meseleyi halletmeyi amaçlarlar. Bu şekilde bir yandan da mahkemelerin iş yükü de hafiflemiş olmaktadır.

İş Kazası

İş yerinin sınırları içerisinde, işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş dolayısıyla, çalışmak üzere bir yerden bir yere giderken yolda geçen süre içerisinde, işveren tarafından tahsis edilen bir araçla işe gidiş geliş esnasında ve emziren kadın işçilerin süt izni sırasında meydana gelen ve işçiyi bedenen veya ruhen zarara uğratan olaylar iş kazası olarak kabul edilir.

İş kazaları bakımından önlem alma ödevi ve önlemlere uyulup uyulmadığını izleme ödevi işverene aittir.

Zararın olay anında derhal ortaya çıkmış olması şart değildir, daha sonradan ortaya çıkması da söz konusu olabilir.

İş Davalarında Arabuluculuk Şartı

İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren iş davalarında arabuluculuk dava şartı olarak uygulanmaktadır. Ancak dava şartı olarak arabuluculuk uygulaması İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3. maddesinde belirtildiği üzere yalnızca kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalar bakımından söz konusudur.

İş kazalarından kaynaklanan davalar bakımından ise aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca dava şartı olarak arabuluculuk mu yoksa genel olarak arabuluculuk mu uygulanmayacağı açık değildir. Ancak kanunun gerekçesinden anlaşılan arabuluculuğun iş kazalarından kaynaklanan davalar bakımından dava şartı olarak uygulanmayacağıdır. Dolayısıyla iş kazalarından kaynaklanan davaların arabuluculuğa elverişli olduğu yorumu yapılabilir. Bu yoruma göre taraflar isterlerse iş kazalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümü için de arabuluculuk çözüm yoluna gidebilirler. Bu durumda ihtiyari arabuluculuk söz konusu olur.

Ancak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde kanunun ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme karşısında iş kazalarının arabuluculuğa elverişli olmadığı yorumunun yapılması da mümkündür. Bu durumda iş kazaları bakımından zaten dava şartı olarak arabuluculuk söz konusu olmadığı gibi ihtiyari arabuluculuk da söz konusu olamaz.

İş Kazalarından Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk

İş kazaları, İş Mahkemeleri Kanunu ile dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulması gereken uyuşmazlık konuları kapsamına alınmamıştır.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.1 uyarınca da yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde arabuluculuk kurumuna başvurulabilir.

İş uyuşmazlıkları iş ilişkisine dayanan uyuşmazlıklar olmaları itibariyle özel hukuk uyuşmazlıklarıdır. Ancak iş kazaları bakımından farklılık söz konusudur. İş kazaları nitelikleri gereği ani gelişirler. Kaza kavramının tanımı da zaten yanlışlık ile ve beklenmedik bir şekilde meydana gelen, olumsuz olaylara yol açan olaydır. İş kazası teriminin hukuki nitelikleri de düşünüldüğünde iş kazalarının taraflarca üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca iş kazaları kişinin vücut bütünlüğü ve sağlığı ile ilgili olup kişilerin bunlar üzerinde serbestçe tasarruf etmeleri söz konusu değildir. Dolayısıyla iş kazalarından kaynaklanan uyuşmazlıklar Hukuk Uyuşmazlıkları Kanunu m.1 kapsamında da arabuluculuğa elverişli değildir.

KAYNAKÇA

  • Resul Kurt, İş Yargısında “Arabuluculuk”
  • Av. Hıdır Kırkıcı, İş Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk ve Arabuluculuk Tutanakları