6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 107. ve 109. maddelerinde kısmi dava ve belirsiz alacak davası düzenlenmiştir.

  1. Kısmi Dava

Kısmi dava, talep konusunun tamamı için değil belirli bir kısmı için açılan bir davadır. Diğer bir anlatımla alacağın dava edilenden daha fazla olduğu ancak şimdilik bir kısmının talep edildiği bir haldir. Örneğin 20.000-TL alacak miktarı için şimdilik 5.000-TL’nin talep edilmesi gibi.

Dikkat edilmesi gereken husus talep edilen miktar için alacak zamanaşımının durduğu ancak kalan kısım için ise zamanaşımı sürelerinin işlemeye devam ettiğidir. Buna göre alacağın talep edilmeyen kalan kısmı için zamanaşımı süresi geçmeden ıslah yolu ile talebin arttırılarak alacağın tamamı istenmeli ya da yeni bir dava ile kalan kısım talep edilmelidir.

Koşulu

Kanunun 109. maddesine göre kısmi dava açabilmenin önkoşulu talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olmasıdır. Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olmadıkça talep edilmeyen kısım için feragat edildiği anlamına ulaşılamaz.

Kısmi Davada Faiz İstemine Dair Yargıtay İçtihadı

 Kısmi davada faiz talebi ile ilgili Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 2017/8 Esas 2019/3 Karar numaralı 24.05.2019 Tarihli kararına konu olan uyuşmazlık, alacağın bir miktarının ve faizin istendiği kısmi dava şeklinde açılan uyuşmazlığın ıslah yolu ile kalan kısmın da talep edilmesi ancak ıslah yolu talepte faiz isteminin olmaması sebebiyle faizin ıslahla birlikte tüm alacak için mi yoksa belirtilmediği için sadece başta talep edilen alacak miktarı için mi uygulanacağı hususudur. İlgili kararın sonuç kısmı şöyledir: “Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceğine 24.05.2019 tarihinde yapılan üçüncü görüşmede üçte ikiyi aşan çoğunlukla karar verildi.”

2. Belirsiz Alacak Davası

Belirsiz alacak davası, alacaklının dava dilekçesinde alacağını belirlemek yerine, dava açarken belirleyebildiği kadarını talep ederek geri kalan kısmını daha sonra belirlenebildiği zaman isteyebilme olanağını tanımaktadır.[1] Belirsiz alacak davasında kısmi davaya nazaran zamanaşımı süresi alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihte kesilir ve talep edilecek faizler davanın açıldığı tarihten itibaren istenebilecektir. Ayrıca alacağın belirli olan kısmı için açılan belirsiz alacak davasında diğer davalara nazaran daha az harç ödemesi de belirsiz alacak davasını daha cazip hale getirmektedir.

Koşulu

Belirsiz alacak davasının açılabilmesi için kanunda belirtilen şartların oluşması gerekmektedir. Buna göre bir uyuşmazlığın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2016/6 Esas 2017 Karar numaralı 15.12.2017 tarihli kararına göre özetlebir alacağın belirsiz olup olmadığı ile ilgili olarak kabul edilen kıstaslarşu şekilde belirtilmiştir: “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;

1- Davacının kendisinden beklenememesi,

2- Bunun olanaksız olması,

3- Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması, olarak ifade edilebilir.”

İşçi Alacakları Bakımında Belirsiz Alacak Davası

İşçilik alacakları bakımında ise belirsiz alacak davası açılıp açılamayacağı hususunda genel bir kaide yoktur. Alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenip belirlenemeyeceği koşulu her olayda farklılık gösterebileceği için somut olay üzerinde değerlendirilmelidir. Bu bakımdan işçilik alacakları için yukarıda belirtilen kıstaslar doğrultusunda

  • Talep edilen alacağın niteliği, hesaplanma şekli
  • Alacağın miktarının münhasıran işveren kayıtlarına dayalı olarak tespit edilip edilmediği
  • Alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenip beklenemeyeceği
  • Talep edilen alacak toplu iş sözleşmesinden kaynaklanmakta ise düzenlemenin niteliği ve objektif olarak belirlenebilmesinin mümkün olup olmadığı

Gibi buna benzer hususların somut olayın koşullarına göre değerlendirilmesi gerekecektir.

Farklı görüşlerin mevcut olması bakımından içtihadı birleştirme talebinde bulunulmuş olsa da Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2016/6 Esas numaralı 15.12.2017 tarihli kararının sonuç kısmında işçilik alacaklarının çok değişik tür ve nitelikte uyuşmazlık olarak mahkemeler önüne gelebileceği, her somut olayın özelliğine göre mahkemelerin alacağın belirli mi yoksa belirsiz alacak mı olduğunu tespit etmeleri gerektiği gibi nedenlerle içtihadı birleştirmenin gerek olmadığına karar verilmiştir.

Sonuç

İşçilik alacakları koşulları mevcutsa kısmi dava şeklinde açılabileceği gibi belirsiz alacak davası şeklinde de açılabilecektir. Ancak koşulların oluşup oluşmadığı somut olayın özelliklerine göre tayin edilmeli, benzer uyuşmazlıklarda dahi koşulların oluşup oluşmadığı hususlarının değişkenlik gösterebileceğine dikkat edilmelidir.

EDU HUKUK & DANIŞMANLIK BÜROSU

Stj. Av. Hüseyin SAĞLAM


[1] H PEKCANITEZ – Belirsiz alacak davasının iş hukukunda uygulanması, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013