Bu yazımızda Türk Ceza Kanunu’nun 204. Maddesinde düzenlenen resmî belgede sahtecilik suçu incelenecek ve özellikle kambiyo senetlerinin üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Bu suç bakımından resmî belge özel belge ayrımının büyük önem arz etmesi sebebiyle öncelikle bu ayrıma kısaca değinilecek, belge kavramı açıklanacak ardından suçun unsurları belirtilerek sahte kambiyo senetlerinin üzerinde durulacaktır.

BELGE

Sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan bir belgeden bahsedilebilmesi için;

  • Yazılı olması,
  • Hukuken anlamı olan bir içeriğinin bulunması,
  • Düzenleyicisinin belirli olması,

Gerekir.

Yazılı olma, irade beyanı veya açıklamasının, bunu tespite elverişli araç ve harflerle ifade olunmasıdır.

Yazının geçerli olması için imza taşıması zorunlu ise, imza olmayan yazı belge sayılmaz ve sahtecilik suçuna konu teşkil etmez. Belgenin birden fazla kişi tarafından imzalanma zorunluluğu varsa imza eksikliği halinde de nesne, belge sayılmaz.[1]

Türk Ceza Kanunu’nda belge üç çeşit olarak kabul edilmiş ve belgede sahtecilik suçları bu ayrıma göre tanzim edilmiştir. Bunlar;

  1. Resmî belge
  2. Özel belge
  3. Resmî belge hükmündeki belgeler

Dir.

Resmî belgelerin özel belgelere nazaran ispat gücünün daha yüksek olması sebebiyle gerek suçun oluşumu gerekse suç için öngörülen müeyyide açısından resmi ve özel belge ayrımı yapılmıştır.

Resmî Belge

Resmî belge, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği olarak düzenlenen yazıyı ifade etmektedir. Bu itibarla, düzenlenen belge ile, kamu görevlisinin ifa ettiği görev arasında bir irtibatın bulunması gerekir.[2] Bu bakımdan resmi bir belgeden söz edebilmek için şu iki unsurun bulunması gerekir;

  • Kamu görevlisi tarafından düzenlenme,
  • Görev gereği düzenlenmiş olma

Özel Belge

Resmî belge özelliklerini taşımayan ve resmi belge sayılmayan her türlü evrak özel belge sayılır. Kamu görevlisinin görevi veya yetkisi dışında tanzim ettikleri belgeler de özel belge olarak kabul edilmektedir. Özel belgede sahtecilik suçu TCK’nın 207. maddesinde düzenlenmiştir.

Resmî Belge Hükmündeki Belgeler

Bazı belgeler özel belge olmakla birlikte hukuk sistemi içerisinde kendilerine atfedilen önem sebebiyle resmî belge hükmünde kabul edilmiştir. TCK’nın 210. Maddesinde söz konusu belgeler sayılmıştır. Buna göre;

  • emre veya hamile yazılı kambiyo senedi
  • emtiayı temsil eden belge
  • hisse senedi
  • tahvil
  • vasiyetname

Resmî belge hükmündeki belgeler olarak sayılmış ve sahtecilik suçları bakımında resmi belgede sahtecilik suçuna göre cezalandırma yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Önemle belirtelim ki madde sayılan belgelerin resmî belge hükmünde sayılabilmesi için bu belgelerin kanunlarda belirtilen zorunlu unsurlarının bulunması gerekir. Eğer şartlarda bir eksiklik bulunur ve zorunlu unsurlardan birine yer verilmezse artık bu belgenin resmî belge değil, özel belge olduğu kabul edilir.

Ayrıca 210. maddesinin ikinci fıkrasında ‘’Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.’’ ifade olunmuştur.

Emre veya Hamiline Yazılı Kambiyo Senedi

Emre veya hamile yazılı kambiyo senedi dört çeşittir. Bunlar emre yazılmış poliçe, bono, çek ile hamiline yazılmış çektir.

Poliçe

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bir poliçenin resmî belge sayılması için kanunda öngörülen unsurları taşıması gerekir. Poliçenin unsurları için Türk Ticaret Kanunu’nun 671’inci maddesinde belirtilmiştir. Buna göre poliçede aşağıdaki unsurların bulunması zorunludur, aksi takdirde resmî belge olarak kabulü mümkün olmaz;

  • Senet metninde “poliçe” kelimesini, senet Türkçe ’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelime
  • Belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havale
  • Ödeyecek olan kişinin, “muhatabın” adı
  • Vade
  • Ödeme yeri
  • Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı
  • Düzenlenme tarihi ve yeri
  • Düzenleyenin imzası

Ancak TTK madde 672’de vadesi gösterilmeyen poliçenin görüldüğünde ödenmesi şart edilmiş sayılacağı ve düzenlenme yeri gösterilmeyen poliçe düzenleyenin adı yanında gösterilen yerde düzenlenmiş sayılacağı belirtilmiştir. O halde poliçenin unsurlarında olan vadenin olmaması ve düzenleme yerinin olmaması bu hüküm gereğince tamamlanacağından zorunlu unsurlar olarak kabul edilmemelidir.

Bono veya Emre Yazılı Senet

Bononun unsurları TTK madde 776’da belirtilmiş. Aynı şekilde bu unsurları taşımayan bonolar da resmî belge olarak kabul edilemez. Bu unsurlar şunlardır;

  • Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe ‘den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelime
  • Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi
  • Vade
  • Ödeme yeri
  • Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı
  • Düzenlenme tarihini ve yeri
  • Düzenleyenin imzası

Ancak TTK madde 777’de vadesi gösterilmemiş olan bononun görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılacağı ve düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. Bu halde vade ve düzenleme yeri zorunlu unsur olarak kabul edilmemeli bu madde uyarınca tamamlanmalıdır.

Çek

Çekin unsurları TTK madde 780’de belirtilmiştir. Bu unsurlar şunlardır;

  • Senet metninde “çek” kelimesini ve eğer senet Türkçe ‘den başka bir dille yazılmış ise o dilde “çek” karşılığı olarak kullanılan kelime
  • Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havale
  • Ödeyecek kişinin, “muhatabın” ticaret unvanı
  • Ödeme yeri
  • Düzenlenme tarihini ve yeri
  • Düzenleyenin imzası
  • Banka tarafından verilen seri numarası
  • Karekodu

TTK madde 781’de ise çekte açıklık yoksa muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yerin ödeme yeri sayılacağı muhatabın ticaret unvanı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde çekin ilk gösterilen yerde ödeneceği, böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa çekin muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödeneceği belirtilmiştir.

Aynı madde de düzenlenme yeri gösterilmemiş olan çekin düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Son olarak aynı maddenin son fıkrasında yabancı banka tarafından bastırılan çeklerde banka tarafından verilen seri numarası ve/veya karekodun bulunmaması senedin çek olarak geçerliliğini etkilemeyeceği belirtilmiştir.

RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU

Resmî belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında sivil kişiler tarafından, ikinci fıkrasında ise kamu görevlileri tarafından işlenen resmî belgede sahtecilik suçu düzenlenmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise suçun cezasının arttırılması hali düzenlenmiştir.

Belirtelim ki sahte belge üzerinde mevcut olan gerçeğe aykırılığı gidermek amacıyla değişiklik yapılması halinde, fiil suç oluşturmaz. Çünkü bu düzeltme sonucunda meydana gelen nesne, sahte olmaktan çıkıp gerçek ve sahih hale gelmiştir.[3]

SUÇUN UNSURLARI

Resmî belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Bunun anlamı failin suç maddesinde belirtilen fiillerden birini veya birkaçını gerçekleştirmesi halinde resmî belgede sahtecilik suçunu işlemiş olacağıdır. Resmî belgede sahtecilik suçu;

  • Resmî belgeyi sahte olarak düzenlemek,
  • Resmi bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek,
  • Sahte resmi bir belgeyi kullanmak

Şeklinde işlenir.

Görüldüğü üzere resmî belgede sahtecilik suçu resmi belgenin düzenlenmesi, değiştirilmesi ve kullanılması şeklinde seçimlik hareketler ile işlenir. Bunlar birinin gerçekleşmesi halinde suçun oluştuğundan söz edilebilir.

Resmî belgeyi sahte olarak düzenlemek

Bu husus öğretide taklit olarak adlandırılır. Taklit, belgenin düzenleyeni gözüken kişiden başka bir kimse tarafından yeniden düzenlenmesi demektir.[4] Düzenlemeden kasıt resmi bir belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi üretmek, oluşturmak, meydana getirmektir. 

Bu seçimlik hareketle, resmî belge esasında mevcut olmadığı hâlde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir.

Sahtelikten söz edebilmek için, düzenlenen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Başka bir deyişle, sahteliğin beş duyuyla anlaşılabilir olmaması gerekir. Özel bir incelemeye tâbi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmek gerekir.

Belirtelim ki sahteciliğin, belgenin üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının, suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır.

Resmi bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek

İkinci seçimlik hareket, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmektir. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmî belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Mevcut olan resmî belge üzerinde sahtecilikten söz edebilmek için, yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte olması gerekir. Aksi takdirde, resmî belgeyi bozmak suçu oluşur.

Bu seçimlik hareket için de belirtelim ki sahteciliğin, belgenin üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının, suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır.

Sahte bir resmî belgeyi kullanmak

Üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmî belgeyi kullanmaktır. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur.

Ceza miktarı

204. maddede suçun iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Suçun kamu görevlisinin görev ile bağlantılı şekilde işlemesi halinde ise ceza miktarı üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olduğu belirtilmiştir.

Suçun Nitelikli Unsurları

TCK 204. Maddenin son fıkrasında “resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır” hükmü yer almaktadır.

Sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgeler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 204. Maddesinde “ilamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.” denmek suretiyle belirtilmiştir. Buna göre sahteciliği ispat edilmedikçe geçerli olan belgeler mahkeme ilamları ve düzenleme şeklindeki noter senetleridir.

Daha az cezayı gerektiren hal ise TCK madde 211 belirtilmiştir. Buna göre bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

KAMBİYO SENETLERİ BAKIMINDAN SUÇUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yukarıda izah ettiğimiz üzere kambiyo senetleri resmî belge hükmündeki belgeler olarak sayılmıştır. Bu belgeleri sahte olarak düzenlemek, değiştirmek ve kullanmak resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Yine belirttiğimiz gibi bu belgelerin resmî belgede sahtecilik suçuna konu olabilmeleri ancak kanunlarda belirtilen şekil şartlarını yani zorunlu unsurları taşımaları gerekecektir. Aksi halde koşulları oluşmuşsa özel belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturabilirler.

Kanunun gerekçesinde bazı belgeler (örneğin poliçe gibi kambiyo senetleri) açısından, belge üzerinde kişinin kendi el yazısı ile imzasının atılmış olması gerekeceği zira, imzanın, ilgili kambiyo senedinin zorunlu şekil şartını (kurucu bir unsurunu) oluşturacağı belirtilmiştir.

Tekrar belirtmemiz gerekirse sahtelikten söz edebilmek için, düzenlenen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Başka bir deyişle, sahteliğin beş duyuyla anlaşılabilir olmaması gerekir. Özel bir incelemeye tâbi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Yargıtay bir kararında bu hususa değinmek suretiyle sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hâkime ait olduğunu[5] belirtmiştir.

Uygulamada özellikle kambiyo senetlerinde sahtecilik suçları bakımından delillerin ve yeterli incelemelerin yapılması büyük önem arz etmektedir. Yargıtay kararlarında görülebileceği üzere katılan ve sanıkların ifadelerinin alınması, çekteki yazı ve imzaların sanığın el ürünü olup olmadığının değerlendirilmesi, kambiyo senedinin kanunda öngörülen unsurları taşıyıp taşımadığının tespiti gibi yeterli incelemelerin yapılması gerekecektir.[6]

Son olarak unutulmamalıdır ki dolandırıcılık suçunun unsurları oluştuğu takdirde bu suçtan dolayı da cezaya hükmolunabilir.[7] Yargıtay 15. Ceza Dairesinin bir kararında katılanın, ticari iş sonucu çeki düzenleyerek sanığa verdiği, ancak çekin bedelini ödemesine rağmen sanığın çeki iade etmeyip, keşide tarihini değiştirip bankaya teminat olarak cirolayarak verdiği bu şekilde sanığın atılı suçları işlediği iddia olunan olayda ‘’sanığın bankanın maddi varlıklarından olan çek üzerinde tahrifat yapmak suretiyle tedavüle koyması karşısında sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı anlaşıldığından’’ demek suretiyle dolandırıcılık suçunun da oluştuğu belirtmiştir.[8]

Av. Mahinur ARPACIOĞLU - Stj. Av. Hüseyin SAĞLAM


[1] Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 13. Baskı (Ekim 2013), 581

[2] Türk Ceza Kanunu’nun madde gerekçesi

[3] Artuk, Gökçen, Yenidünya, ceza hukuku özel hükümler 604

[4] Artuk, Gökçen, Yenidünya, ceza hukuku özel hükümler 606

[5] Yargıtay Kararı - 15. CD., E. 2017/14158 K. 2020/5225 T. 9.6.2020

[6] Yargıtay Kararı - 15. CD., E. 2017/15223 K. 2020/5197 T. 9.6.2020 ‘’suça konu çekin ön ve arka tarafında bulunan yazı ve imzalardan sanığın el ürünü olanların bulunup bulunmadığı’’

Yargıtay Kararı - 15. CD., E. 2019/4052 K. 2020/6246 T. 22.6.2020 ‘’çek aslının bulunduğu yerden duruşmaya getirtilerek mahkeme heyeti tarafından incelenip, özelliklerinin zapta geçirilmesi, katılanlara ve sanıklara gösterilerek beyanlarının alınması, çekteki imzaya yönelik bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken…’’

Yargıtay Kararı - 15. CD., E. 2020/646 K. 2020/3369 T. 5.3.2020 ‘’sanığın ve keşideci şirket yetkililerinin karşılaştırmaya esas olabilecek imza ve el yazısı örnekleri de temin edilip, belge asıllarıyla birlikte gönderilmek suretiyle, uzman bilirkişi veya kurulundan aldırılacak raporla, suça konu çekin ön ve arka yüzündeki el yazılarının ve imzaların kime ait olduklarının ve çekin ne şekilde sahte olduğunun kesin olarak belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması’’

[8] Yargıtay Kararı - 15. CD., E. 2019/13845 K. 2020/6538 T. 24.6.2020