Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" yöntemidir. Arabuluculuk; tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımı ile mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri bir yöntemdir.

Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu arabuluculuk kanun koyucu tarafından gerek mahkemelerin iş yükünü hafifletmek gerek uyuşmazlıkların daha hızlı çözüme ulaşması amacıyla bazı uyuşmazlık türlerini zorunlu arabuluculuğa tabii kılmıştır. İhtiyarı arabuluculuk ise; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği[1], kamu düzenine ilişkin olmayan özel hukuk uyuşmazlıkları çözümü için başvurabileceği bir yöntemdir. Bu kapsamda örneğin bir boşanma veya taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıkları için arabulucuya gidilmesi hukuki olarak etki doğurmayacaktır çünkü söz konusu uyuşmazlıklar kişilerin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği konular değildir.

Tüketici Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk

28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile “73/A” maddesi eklenmiştir. Bu maddeyle, parasal sınır olan 10.390 TL ve üzerindeki tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildi.

Değişiklik Sonucu

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesi uyarınca;

  • Tüketici mahkemelerinde görülen ve parasal sınır olarak 10.390 TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar,
  • Tüketici mahkemelerinde görülen ve konusu para ile belirlenemeyen uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi kılınmıştır. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunlu bir dava şartı haline getirilmiştir. Dava açılmadan önce dava şartı yerine getirilmez, kanunda belirlenen zorunlu arabuluculuğa tabi olan uyuşmazlıklar için arabuluculuğa başvurulmaz ise dava usulden reddedilecektir.

Bununla birlikte,

  • Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında kalan uyuşmazlıklar (10.390 TL altında kalan uyuşmazlıklar),
  • Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
  • İhtiyati tedbir kararlarının alınması,
  • Üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılmasına ilişkin davalar,
  • Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından kaynaklanan uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk kapsamının dışında tutulmuştur.

Belirtmek gerekir ki derdest, yani hali hazırda görülmekte olan davalar ise zorunlu arabuluculuk kapsamının dışında tutulmuştur. Söz konusu değişiklik yapılmasına ilişkin kanun 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği için, değişiklik yürürlük tarihinden itibaren açılacak olan Tüketici Mahkemeleri’ndeki davaları etkileyecektir.

Kural olarak, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11. maddesi uyarınca, dava şartı olan arabuluculukta taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur ve bu taraf lehine vekâlet ücreti hükmedilemez. Ancak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/A. maddesi, bu kurala bir istisna getirmiştir. 73/A maddesine göre, tüketicinin geçerli mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, tüketici yargılama giderinden sorumlu tutulmayacak ve tüketici lehine vekâlet ücretine hükmedilebilecektir.

Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihinde eklenen 5/A maddesi ile ticari davalarda arabuluculuk zorunlu hale getirilmiştir.

‘’MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”

Madde düzenlemesine göre zorunlu arabuluculuk kapsamında olan uyuşmazlıklar için;

  • Türk Ticaret Kanunu 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalar ile diğer kanun hükümlerinde ticari dava sayılan bir uyuşmazlık olmalı
  • Uyuşmazlık konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olmalı.

Bu iki şart bir arada bulunuyorsa, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı olacaktır.

İtirazın İptali Davası ve İtirazın Kaldırılması Bakımından Arabuluculuk

İlamsız icra takibine karşı takip borçlusu süresi içinde usulüne uygun şekilde itiraz ederse takip durur. (İİK m.66) Takip alacaklısının, itirazı hükümden düşürüp icra takibine devam edebilmesi için iki seçeneği vardır. Ya itirazın iptali davası açılacaktır ya da itirazın kaldırılması yoluna başvurulacaktır.

İtirazın kaldırılması talepleri dava olmayıp, takip hukuku bakımından alacaklıya sağlanan hukuki bir yoldur.[2] TTK madde 5/A ticari davaların dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunu düzenlemiştir. Bu nedenle de itirazın kaldırılması dava şartı arabuluculuk kapsamında sayılmayacaktır. 

İtirazın iptali ise; genel mahkemelerde açılacak bir itirazın iptali davası olup bu dava sonunda verilecek hüküm kesindir yani taraflarını bağlayacak nitelikte bir karardır.[3] Bu nedenle, itirazın iptali niteliği gereği dava olduğundan, ticari dava niteliğinde bulunması halinde dava şartı arabuluculuk kapsamında sayılması gerekmektedir düşünesiyle uygulamada itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmaktadır. Ancak Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi özetle itirazın iptali davalarının eda hükmü niteliği taşımadığı, tespit hükmünde olduğu gerekçesi ile itirazın iptali davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı yönünde karar vermiştir.[4]

Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk

Deniz Ticareti Hukuku ile Sigorta Hukuku’na ilişkin esaslar Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan hususlar ticari dava olarak sayıldıkları için bu konudaki uyuşmazlıkların da, somut olayın özelliklerine göre TTK 5/A maddesi kapsamında olması gerekmektedir.[5]

İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununda zorunlu arabuluculuk şartını getiren 7036 sayılı Kanunun 3. maddesinde;

“(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.

 (3) İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre işçi ve işveren arasındaki işçi alacaklarına dayanan veya işe iade uyuşmazlıkları için öncelikle arabulucuya başvurulması zorunludur. Arabulucuya başvurmadan iş mahkemesinde açılan iş davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilecektir.

Sonuç

Tüketici uyuşmazlıkları bakımından; Kanun ile uyuşmazlık tutarı 10.390 TL ve üzerindeki ve istisna kapsamında kalmayan tüketici uyuşmazlıkları da zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmış ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ticari davalar bakımından; konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olan ve ticari dava sayılan uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. İşçi-işveren uyuşmazlıklarında kıdem, ihbar, fazla mesai, yıllık izin gibi iş kanunundan doğan alacaklar ile işe iade taleplerinde arabuluculuk dava şartı olarak düzenlenmiştir. Sayılan bu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmaması halinde, dava usulden reddedilecektir.

EDU HUKUK & DANIŞMANLIK BÜROSU

Stj. Av. Aleyna YÜREK


[1] M.Ertan Yardım, Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk, s.92-96.

[2] Prof. Dr. Murat Atalı, İcra ve İflas Hukuku - Takip Hukuku I, s.92-93.

[3]HMK m.303

[4] Ayrıntılı bilgi için bkz. Sakara BAM, 7.HD, E.2020/808, K.2020/670, 17.06.2020 tarihli kararı.

[5] Ayrıntılı bilgi için bkz. Yardım, Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk, s.43-49.