Kentsel dönüşüm kapsamında afet riski taşıyan alanların belirlenmesi, ömrünü tamamlamış ve yıkılma riski taşıyan binaların yeniden yapımı veya yenilerek iyileştirilmesi yollarına başvurulmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen işlemler için ise harç, vergi ve ücretlerden muafiyet gibi imkanlar bulunmaktadır. Örneğin gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabı harca tabidir ancak 6306 Sayılı kanun kapsamına giren bir durum söz konusu olduğunda bu kanun uyarınca yapılacak devir ve tesciller tapu harcından müstesna olacaktır.

Hukuki Dayanak

Muaf olunan ve iadesi istenebilecek harç ve vergilerin hukuki dayanağını 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile 6306 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği oluşturur.

Kapsam

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 7. Maddesinin 9. Fıkrasında hangi işlemlerin harç ve vergilerden muaf tutulacağı belirtilmiştir. Anılan maddenin ilgili fıkrasına göre:

Bu Kanun uyarınca yapılacak olan ve Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve dönüşüme konu yapıların inşası işini yüklenen müteahhit ile malik ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerinden birinin taraf olduğu;

  • Bu Kanun kapsamındaki taşınmazların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,
  • Bu Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların malik, işi yüklenen müteahhit ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerine ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,
  • Bu Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, bu Kanun kapsamındaki parsellerde veya alanlarda veya söz konusu parsel ve alanların dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması veya ipotek tesis edilmesi işlemleri,
  • Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,

Aşağıda belirtilen harç, vergi ve ücretlerden istisnadır.

Birinci ve ikinci bentlerden de anlaşılacağı üzere taşınmazların dönüşüme tabi tutulmadan önce veya kentsel dönüşüm uyarınca yeniden inşa edilmesinden sonra ilk defa satışı sırasında ödenen tapu harcı için muaflık söz konusudur. Sonraki satışlarda tapu harcından muaf olunmaz.

İstisna Olan Harç, Vergi ve Ücretler

Kanunun 7’nci maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkralarında belirtilen şartlar dahilinde alınmaması gereken harç, vergi ve ücretler şunlardır:

  • Noter harcı,
  • Tapu ve kadastro harçları,
  • Belediyelerce alınan ücret ve harçlar
  • Veraset ve intikal vergisi
  • Damga Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisine tâbi kâğıtlar sebebiyle alınan damga vergisi.
  • Kullandırılacak kredilerden dolayı lehe alınacak paralar sebebiyle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca alınması gereken banka ve sigorta muameleleri vergisi
  • Kurum ve kuruluşlarca döner sermaye ücreti adı altında alınan bütün ücretler ile riskli olarak tespit edilen yapı ile bu yapının yerine yapılacak yeni yapıya ilişkin olarak belediye meclisi kararı ile belirlenen ve alınan her türlü ücret.

Kentsel Dönüşümde Ödenen Harçların İadesi

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında muaf olanlar, ödemiş oldukları harçları faizi ile birlikte iadesini talep edebilirler. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesi’nin 2019/6043 Esas 2020/535 Karar 16.01.2020 tarihli kararında bu husus şöyle ifade edilmiştir: ‘’Davacının faiz istemine gelince; bilindiği üzere faiz, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine vermiş olduğu zararın karşılığı, başka bir ifadeyle tazmini olarak tanımlanmaktadır. Hukuken öngörülmeyen bir harcın tahsili sonrası doğan zararın tazmini hususunun da bir hukuk devletinde, Anayasanın 125’inci maddesinin “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünde tanımını bulan “İdarenin Sorumluluğu” ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi bir zorunluluktur. Bu itibarla yersiz tahsil edilen tutarın bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerekmektedir.’’

Mahkemeye yoluna başvurmadan önce ise ilgili idari kurumlara başvurma zorunluluğu vardır. Bu bakımdan ödedikleri harçların iadesi talebinde bulunacak kişilerin önce ilgili kuruma idari başvurmada bulunmaları, bu başvurunun olumsuz sonuçlanması veya kanuni süresi içinde cevap verilmemesi halinde görevli ve yetkili mahkemede dava açmaları gerekecektir.

Gerekli Belgeler

  • Vergi Tahsil Alındısı
  • Tapu Senedi Fotokopisi
  • Riskli Yapı Belgesi
  • Riskli Yapı Muafiyet Belgesi
  • Sözleşme Örneği

Konu ile İlgili Emsal Karar

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesi’nin önüne gelen uyuşmazlıkta taşınmaz için ödenen tapu harcı olduğu, tapu üzerinde riskli bina şerhi konulduğu, taşınmaz üzerinde yeni inşa edilen yapının bağımsız bölüm satışlarında 6306 sayılı Kanunun 7/9. maddesi ile Yönetmeliğin 16/9. maddesinde belirtilen harç, vergi ve ücretlerden müstesna olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığın ilgili karar bölümü şöyledir: ‘’…gayrimenkullerin ivaz karşılığında devir ve iktisabının harca tabi olduğu, ancak 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ile 775 Sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca yapılacak devir ve tescillerin ise tapu harcından müstesna olduğu, buna göre anılan kanun uyarınca yapılan gecekondu önleme ve kentsel yenileme uygulamalarının belirtilen istisnadan yararlanacağı sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlığa konu olayda; 6306 sayılı Yasa kapsamında gerçekleştirilen devir ve tescil işlemi nedeniyle tapu harcı tahsili yasal dayanaktan yoksun olup, aksi yönde tesis edilen işlemin iptali ile tahsil edilen tapu harcı tutarının davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır.’’